28 Şubat 2013 Perşembe

Gece Nöbeti

Lady Gaga ile aynı minibüse binmemi sağlayacak, Jeffre Star ile fotoğrafımı çekecek, Selçuk Şahin'e siper olacak, Hakan Akkaya'dan makas alacak, Rihanna'ya ''Amanın minnoş'' diyecek, Pique ve Shakira'nın çocuğunu sevecek, Nurgül Yeşilçay'ı alnından öpecek, Halit Ergenç'in sakalını kesecek bir teknoloji olacak mı ha ?


Kekik. (Saat 03:24. Durdu beynim. Beynim durdu. Yatak hiç uzakta sayılmaz. Yapman gerekeni biliyorsun. Evet biliyorum. Kes ve uyumaya devam et. Eyvallah paşam. Canım kokoreç çekti ama. Yeter ula. Akşam acıkmalarını sağlayan o iç güdüyü öldürün.)



Özenin.

26 Şubat 2013 Salı

20 Şubat 2013 Çarşamba

MERHAMET

Çemberimde gül oya ve Avrupa yakası dışında bitirdiğim ya da gününü heyecanla beklediğim başka bir türk yapımı dizi olmadı. Şimdi MERHAMET diye bir dizi çıkmış. Tesadüf ilk bölümünü izledim geçen hafta. Anam! O da ne! Pek sevdim. Pek güzel. Önüme kim gelse "izle lan" diyorum. Kahperengi adlı bir kitaptan uyarlamaymış. Niye hamallık etsinler? Sağlam kitap, sağlam konu. Özgüyüde pek severim. Baba kadın. Ayrıca dizide sevdiğim diğer özelliklerden biri de, "bayan" sıfatına hiç yer verilmiyor oluşu. Kabadayı bir adam var. Barzonun teki sözümona, ama adam hatun birilerinden bahsederken ya da seslenirken ya da normalde türk halkının sıklıkla kullandığı hitap şekli olan "bayan"ın yerine  "hanfendi" yahut "hanımların" sıfatlarını kullanıyor. Gelde sevme bu diziyi alıp bağrına basma! kısacası tavsiye ederim efenim. İzleyin. İzlettirin. Reyting'e kurban vermeyin. Severek izliyorum. Ayrıca ilerleyen bölümlerde sapıtmamasını umut ederek gidiyorum.

Deve

18 Şubat 2013 Pazartesi

Ve Aşk Ruhtaydı.


Bir yazı için kaç kişiyle kavga etmem lazım peki? 5-10? Sanırım bazı dürtülerim ölüyor… Daha 7 ay önce  Güzel Sanatlar Fakültesinde gerçek kimliğimle yaşamımı sürdürecekken, şimdi iki satır yazı yazmaya üşenir, meahlıyor olmuşum. Oysa bu bölüme girerken annemin kandırışları hala kulağımda… Bunuda senaryo gibi düşün kızım… oyun yazmıyorsunda program yazıyorsun, işinde garanti. Sikerler. Bir bok yazmıyorsun. Hiç istemediğin bir yerde “gelecek” için teklemek. İşin garanti. Bazen herşey Kekik için oluyor. Kekikle eve çıkmak için, Kekikle kek yapmak için, Kekikle film izlemek için. İşin garanti. O olmasa ne bu bölüm ne para… Arkanda sağlam bir destek olmayacağını bildiğin zaman hayatını kontrol etmek daha kolay. İşin garanti. Planlarını daha düzenli yapabiliyorsun. İşin garanti. Mesela elimde imzaları var. Çünkü belki giderler. Sıkıldığın zamanlar oluyor, bırakıyorum diyorsun, sonra… Belki giderler ama para gerek diyorsun ve dön başa yeniden…

Eşcinsellik günahmış diyorlar. Etikde değilmiş. Hoş hiç değilmiş. Çünkü o kadar tecavüzcü heteroseksüellerin yanında eşcinsellik daha betermiş. Hah işte. En başta asıl bundan bahsedicektim ben. Buna sinirlendim. Müslümanlığa iki kere sinilendim. Okumadan, bilmeden konuşanlara üç kere sinirlendim. Dinde mantık aramıycaksın diyip sadece inananlara dört kere… Bu böyle gidiyor… Heteroseksüellerin sikişip sikişip yurda bıraktıkları çocuklara sahip çıkanların yüzdesine bakıldığında çoğunluğu eşcinsel ailelerin oluşturduğu bir gerçekken; Tanrı, inanıpda çocuğunu yurda bırakanların yanına geçiyor. Çünkü dinde mantık yok. Çünkü namaz kılıp küçücük kızlarla evlendiğinde, tecavüz ettiğinde o çocuklara, bu günah değil. Ama eşcinsellik günah. Senin o çok savunduğun dininde evlenmeden el ele tutuşmakda günah ama kayalıklardan pantolonunun ıslaklığıyla kalkıyorsun. Bunu ne yapıcaz? Şimdi size mi düşüyor yani günahı kafanıza göre belirlemek. Tanırya mı düşüyor benim ne hissedeceğimi kararlaştırmak? Bu ne bir kavim, yok edilebilsin nede gelip geçici bir şey. Vardı. Var olacak. Beden gösteriştir. Ne olduğun vücudunun uzuvları belirlemez. Doğruya yanlışa karar veren saygı değmez etik insanlar. Etikliğinizle birlikte dininizide size versinler ve buraları, etik kurallardan arınmış, mantığıyla sadece kendini sikine takıp başkasına akıl vermeden yaşayan insanlara bırakıp gidin. Bak ne kadar mutlu oluruz işte o zaman.

Ha birde bunu hastalık olarak görenler var. Lan o zaman biri eşcinsel birini öldürdüğünde homofobinin ya da transfobinin arkasına sığınıp kurtulmayı biliyor. Demekki neymiş asıl hastalık olan homofobiymiş.

Hala kızgınım.
Ama disney çenıl beni hep yumuşatır.
Birde yanında mısır oldumu
oooo
O yüzden biz susalım Niçe konuşsun;Eşcinsellik 450 türden fazla canlıda bulunur. Eşcinsel karşıtlığı ise sadece  1 canlıda... Hangisi Doğalmış? 
yaşasın yemek yemek!

Deve

12 Şubat 2013 Salı

Ya Sabır

Sigarası yokmuş. Blog yazarmış. Neyine senin sigara ? Çok sevinmişmiş. Cebinden 5 lira çıkmış gibiymiş. Küçük fakir. Paran yok ama sigaran var ne ayak? İç iç. Sanıyorsun ki öteki dünyada da böyle rahat rahat tüttürebileceksin. Ama yok. Sana rahat yok. Ben varken. Önce Camel dedin. Saygı duydum. Sonra Tekel 2001. İşte bu senin sigara grafiğin;


11 Şubat 2013 Pazartesi

Aşk Gibi

Sigaram yok... Kağıdım yok... Sadece tütünüm var... Canımda nasıl sigara istiyor... En son 18:00 da içmişim... Ama istiyor... Öyle böyle değil... Abimin odasına gittim... Onda bazen kağıt oluyor... Arıyorum tarıyorum yok... Odama geldim... Dolabımın çekmecelerini karıştırdım... Yok... Boş olduğunu bildiğim ocb kutularının içine 4 kere baktım... Yok... Sonra şu bingomingodan aldığım çantaya bakayım dedim... Baktım. Ped var... Çıkarttım içine doğru iyice baktım... Ve beyaz bir şey... Yavaşca çektim onu... Kağıda benziyordu... Umarım yırtık değildir dedim... Ve değildi. Ve ocb kağıdıydı... Ve dikkatlice sardım... Biliyorsun bazen yırtılıyor... Ve yırtılmadı... Ve içtim... Herşey o kadar güzel ve benimdiki... Hani kışlık pantolonunun cebinden 5 lira çıkar ya...
İşte öyle bir şeydi...

dipnot=saat 23:00... hala saat ayarlarını yapmadık.
Deve