Burun deliklerimden akcak kadar tokum ancak hala yemek yeme isteği ile dolup taşmaktayım. Yeni eve taşınalı daha 3 gün olduğundan yiyecek dışında akla gelebilecek her türlü ıvır-zıvır var.
Şöyle 1,5 porsiyon, üstü sıcacık tereyağ ile kaplanmış yanında buz gibi yoğurdu ile güzel bir iskender olsa hangi aklı selim hayır der bilemiyorum. Mesela ben, ne kadar tok olsamda iskendere asla hayır diyemem. Hatta Kekikle sayısız hayal gücü ürünlerimizden biri olan "evsiz bir adama tepsi ile yemek götürme" planımız a iskender de dahildir. O da çok sever iskenderi. Ancak ikimiz bir masaya oturupda yiyemedik hiç.
Biraz züğürtağlar olduğumuzu hiç utanmadan dile getirebilirim. Hiç bir zaman diyemedik garsonlara " sofrayı donatın" diye... Hoş o laftanda hiç bir şey anlamam. Zavallı garsonda "peki efendim" der ve gider. Biri bana "masayı donatın" dese, oturur 2 saat düşünürüm, bu adamlar ne ister, ne sever ne sevmez diye. Sanırım filmlerde daha kolay oluyordur. Masaya ne geleceğini senarist belirlediği için... Neyse. Konu bu değil. Konu iskender de değil. Açım. Mütemadiyen açım ve yemek istiyorum. Parkta elimde dönerim ile koşturmak, 2-6 yaş arası çocuklar için yapılmış, sadece bir kolu kaslanmış bir şekilde salıncağı durmaksızın çeviren adamın, salıncaklarından mor olanına binip cips yemek istiyorum. Fesleğen kokularına sarımsak katmak, deniz suyundan tuz arıtmak istiyorum. Açken çok fazla şey istiyorum. Yemek yemek ya da uyumak istiyorum! Yemek istiyorum.
Deve
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder