23 Haziran 2012 Cumartesi

zaman geçer biz bekleriz...

Son zamanlarda blogla pek ilgili alakalı olmadığım doğrudur. Anca her konuda olduğu gibi bu konuda da mazeretlerim vardı.

Tabii mazeret denilince akla ilk gelen şeyler gibi mazeretler değil benimki; elektirik kesilmedi, sular yerinde. Daha çok kişisel mazeretler. Şibi evden kaçtı. Çok üzüldüm, blog yazmakda neymiş dışarı çıkmak, duş almak bile istemedim. Tabi bir yandan da Aybi ile uğraştık ailecek... Uyuyamadık, uyanamadık. Miyavda miyav! Neyse ki (dualarım yerine ulaşmış olmalı) 3 hafta sonra "bence burdadır ya" dediğim yerde görüldüğüne dair sevinçli ancak tereddütlü bir haber aldım. Sonuç, oymuş. Bembeyaz kedi kapkara olmuş. Bizi görür görmez ayağımıza yatmasa inanmazdım onun Şibi olduğuna. Eve gelir gelmez Aybi bunu bir güzel öptü, okşadı ve yıkarmışcasına yaladı. Seside kesildi tabi... Kim özlemez 2 yılını birlikte geçirdiğini?
Tam mutlu olmuş, yeniden bir aile olduk diye düşünmeye başlamıştımki...

2 hafta sonrada Aybi sokak hayatını tanımak için olsa gerek evden kaçtı. Ama o da dayanamadan geri döndü 1 hafta sonra.

Tabii Aybinin yokluğunda Şibi de yerinde durmadı. Kırmadık cam, tırmalamadık ayak bırakmadı. Aybi geldi o da duruldu. Sonra dedim, hadi blog gireyim artık yarın, ama yarın işe başladım. Böylece blog girme işim gene yalan oldu.

Güzel ülkemin güzel insanlarından birileri olan patronum ve patron çocukları pek de batılı çıkmadı. Sonuç olarak diz üstündeki şortuma laf ettikleri için, ertesi gün kafamdaki güneş gözlüğümü çıkartmayarak protesto ettim onları ve sonuç olarak onlar beni işten çıkarttı. Şu sıra her şey olurunda gibi gözükmekte. Sonunda evde oturduğum için blogumuda yazma fırsatı buldum.

Hepinizi öper, en yakın zamanda tekrar görüşmek üzre der ve giderim.

Deve

10 Haziran 2012 Pazar

Yenidünya

Şişme kadın

Aslında ben her şeye ara veririm. Kitaplara, oyunlara, dinlediğim şarkılara, filmlere...Ama kekikyiyendeve'yi sık sık güncelleyeceğimize dair söz vermiş idik. Yazıcam dedim dedim inanmadınız, bak ne oldu şimdi ?

İşin özü şu anda kolum çok ağrıyor. Annem bengay sürdü. Bu ilacın adına hastayım. Bengay. Nasıl bir özgüven kusmak, nasıl bir ben buyum demektir. Neyi düşünerek bu ismi vermişler acaba...Her neyse. Bu kez deve'yle boğuşurken olmadı. Hoş yine deve tarafından yapıldı. Dirseği koluma girdi. Evet bunun başka açıklaması olamaz. Artık içeride kemik mi et mi ne varsa vay haline.Çatlamış olabileceğinden şüphelendik gerçi çatlaksa da ne yapılır bilemiyorum. 

Balıkların esrarengiz ölümleri devam ediyor. Hadi madem ki ölüyorsunuz insan arkada bir miras bırakır yahu. Ne kılçık var ne göz ne solungaç ne yüzgeç. Tabağını silip süpüren insanlardan farkınız ne. Hayır görsem kızmam, böyle daha korkunç oluyor. Yarın akvaryumu temizleyeceğiz. Bakalım umarım diplerde bir ölü hayvan mezarlığı bulmam. Geçen gün uyandığımda üç ölüm haberiyle kalktık. Pek midem bulandı. Bir tanesi çok önceden ölmüş sürüklenerek motora yapışmış. Olduğu yerden çıkarayım dedim bu sefer de parçalara ayrıldı. Hiç hoş değildi. (+18)

Sivrisinekler meydana çıktı. Merhaba uykusuz geceler.

Keşke bir günlüğüne istediğim herhangi bir insanın/ ya da birden çok insanın yerinde olabilseydim.

Deve'yle birlik olup teknolojiye merhaba dedik. Başlangıçta sevmiyor gibi gözükse de şimdi yeni telefonuyla her girdiği mekanın masasının üstüne imzasını atıyor. Ardından cüzdanı ve arabasının anahtarları da geliyor. Ve birde bakmışsınız garsonları tek hareketiyle çağırır olmuş. Akşamları golf oynuyor, öğle vakitlerinde de bıranç'a gidiyor..Hey yavrum hey. Deve'nin üstüne binip 'babam sağolsun' bile yazdırır..
ilginç sinema salonu Denizin Ortasında Doğanın İçinde Sinema Keyfi
Denizi masmavi olan yerlere hayranım. Bir de şu denizin ortasında sinema keyfi olan yere. Oturup üç saat godfather bile izlerim. Sıkılmam. Yaşanır ki orda. Canın sıkıldıkça denize girersin. Millette para bok.






Annemin balkonu seraya doğru gidiyor. Domatesler, biberler, çiçekler, saksılar, topraklar...Ov yea!

Şu televizyonda yeni başlayan ünlüye benzeme yarışması ne kadar saçma bir atılımdır. Madem amacınız bağış yapmak, bunu yarışma olmadan da yapabilirsiniz. Ne gerek var reyting almak için saçma sapan bir program yapmaya. Seyfi Dursunoğlu'nun olması tek izleme nedenimdi kanımca.. Daha da bakmam..

Bir günlüğüne laboratuvarda takılıp ne var ne yok görmek, izlemek istiyorum.

Şimdilik bu kadar. Yakın vakitte tekrar geleceğim.
Siyuleytıreleveytır.


Kekik