5 Nisan 2013 Cuma

Smells like balık spirit


Balık olmak ne sıkıcıdır lan. Gel gel gel, git git git. Dört tane duvar. Aynı taş aynı hamam. Kendi bokunun tadına bile bakıyorsun yeri geldiğinde. E ne yapacaksın. Açsın. Dışarıdan bakınca rengi farklı görünmüyor ki. Yem gibi. Sonra ne bileyim. Oyuncak yok bir şey yok. İki kere kulenin içine girsen, dibe insen falan. Sonra tekrar çık çık çık, yüz yüz yüz. Arada iki hatun kovala. Biraz velet doğur. Kavga et. Diğer balıkların kuyruklarını ye. Zaman geçer mi. Hep aynı yemekler. ''Bugün menüde ne var'' diyemiyorsun ki. ''Ağızlara layık bir lezzet ; Yem'' mi diyeceksin. En büyük aksiyon yem kapma mücadelesi herhalde. Kardeş payı diye bir şey de yok. Kim önce kaparsa. Kapitalist deyyuslar. Komşusu açken kendi tok yatan bizden değildi hani. Nerede kaldı paylaşım. Kimisi zayıflıktan ölüyor belki. Zulan da yapamazsın ki. 

Gece gece insan böyle şeyler düşünebilir.

Kekik

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder