'' Sıradaki parçamız dar kafalı, geniş vajinalı ablalar ve fermuarı hep açık gezen abiler için geliyor… Şu hayatta anlayamadıkları binlerce şeyin birinden bahsetmek istiyorum.
Aşk yasaklanmış bazı yerlerde ya da daha doğrusu bazı bedenlerde…
Aynı olanlar sevemezlermiş birbirini… Kurallar varmış, hani o çok uydukları kurallar var ya…
Her türlü teknolojinin yaşandığı ve hatta tavukla bile sevişildiği yüzyılımızda, iki aynı cinsiyetteki bedenin birbirini sevmesi: yasakmış hala!
Size mi layık aşk? Size mi legal? Sevmek için sikkafalı bi herifin penisi mi olmalı o aşkın içinde! Ya da sizin “herkese açık” yollarınızla mı yürüyor aşklar? Siz çirkinler, hep demez misiniz: “insanın içi ayrı dışı ayrıdır, önemli olan iç güzellik…” Siz piç herifler:”Böyle göründüğüme bakma, içim…” vs. vs. vs…. Ee, o zaman? Nasıl yapacağız? Demek insanın ruhu ayrı, bedeni ayrıymış… Demek ki neymiş: herkes kendi işine baksınmış…
Siz sevgili kadıncıklar: babalarınızın yanında namus abidesi, el değmemiş tertemiz kızcıklarken, yataktan yatağa geçerken içiniz başka dışınız başka değil mi? Siz sevgili adamcıklar: Hepiniz dışardan bakılınca maşallah adam gibi adamsınız, evet. Ama içiniz orospu çocuğu hepinizin! Onların da dışı aynı ama içleri bambaşka… “Onlar” diyorum ve evet ayrımcılık yapıyorum, sizden ayırıyorum onları: çünkü hiçbir zaman onlar gibi olamayacaksınız… Ha, zaten bu yüzdense öfkeniz, anlarım… Hani sizin en asinizin bile yapamadığı şey… Kuralları yıkmak, kalıplardan taşmak, istediğin gibi, içinden geldiği gibi yaşamak… Ve evet: Tanrı’ya söylediği sözü hatırlatmak! “Ruh ve beden ayrıdır. Ruh kalıcıdır, bedense sadece bir giysi gibi…” Tamam, tam olarak bu sözlerle olmayabilir ama böyle… Hani sizin yatağa yalnız girmediğinizde hatırlamadığınız Tanrı’nız…
Aşk yasakmış onlara… İyi olur, eğer aşk sizin anladığınız şeylerse… Herkese, her şeye aşk dersiniz ya hani, ha bir de yatakta yaşanır ya sadece aşk… O adamdan o adama, o kadından o kadına geçerken kaybedersiniz de yatakta yeniden bulduğunuzu sanırsınız… Hani yüzlerce insana değmiş ve artık hiçbir mahremiyeti kalmamış olan “mahrem” yerleriniz…. Sizin için aşkın bileşenleri budur ve aşk yalnızca sizin hakkınızdır! Evet… Alın sizin olsun, onu da bir tarafınıza sokun: bir eksik bir fazla, ne fark eder değil mi? Değil mi….
Sıradaki parçamız dar kafalı, geniş vajinalı ablalar ve fermuarı hep açık gezen abiler için geliyor: Sizleri hiçbir zaman dışlamadık, hep alttan aldık sizin boktan dünyanızı… Sizi görünce tek bir laf etmedik, ne yapalım dedik, yazıktır günahtır, onlar da insandır…
Siz de, sizin asla olamayacağınız kadar temiz ve hepimizin kıskandığı kadar cesur insanlara boşuna ulaşmaya çalışmayınız lütfen.
Zira siz yataktan yatağa atlarken ayağınızı burkmamaya, babalarınızdan gizli olan ve “sikildiğinizle kaldığınız” aşk hayatlarınızda hamile kalmamaya, yattığınız kızlardan hastalık kapmamaya ve hatta eşeklerle, tavuklarla yaşadığınız platonik aşklarınıza dikkat edin…
Sizi çok kıskanıyoruz saygıdeğer insancıklar. Keşke herkesin derdi tasası sizlerinki kadar kolay olsa:” Bu gece kimle yatacağım?” Bu dünyada o kadar çok dert var ki, size beyninizin alamadığı şeyleri anlatmakla vakit harcayamadık, affedin. Size arada “kaşar, orospu, orospu çocuğu, piç, pezevenk” gibi sıfatlarla hitap ettik, çünkü “insan” olduğunuzu çok uzun zaman önce unuttuk, affedin…. Siz de lugatınızda ancak bulunabilen kelimelerden “ibne”yi seçin, öyle hitap edin o insanlara…Bunu demeniz için gözünüzün içine bakıyor herkes, inanın. Çünkü sizin gibi üstün(!)bir ırkın, sevgili “orospu çocukları”nın onları anlamıyor ve sevmiyor oluşu, başta onlar olmak üzere tüm “insan”lar için büyük bir onurdur. Ve hepimizin gözünde onları daha da yüceltir… Hadi şimdi hepinize birer “siktirin gidin! ''
dedi ; Bir Dost
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder